Para Üzerine Küçük Bir Bakış
Buradaki bilgiler ve bakış açısı için Kaynak:
Yuval Noah Harari -Hayvanlardan Tanrılara Saphiens
Neden cisimlere para diyerek değer verdiğimizi anlamak için önce parayı kavramsal olarak ele almak lazım. Bunun için de ilk olarak oluşumu irdelenmeli. Bir şeyin icadı için ilk şart ihtiyaç bunu biliyoruz, peki para neden ihtiyaç haline gelir ve insanlar ellerindeki yiyecekleri, teknolojiyi ve hatta işgücünü hiçbir işe yaramayan madeni parçalara vermek üzerine bir sistem kurar?
Avcı toplayıcı
topluluklara kadar gidip yaşayışlarına baktığımızda insanların birbirlerine bir şey verirken karşılığında bir şey almayı
umduklarını görürüz. Bir parça et karşılığında biraz meyve gibi. Tarım devriminden sonra yerleşik hayata geçildiğinde köylerde de durum benzer şekilde devam etmiş tabi. Yerleşik hayatın uzmanlaşma getirmesiyle takas sistemi yeterli gelmemeye başlıyor ve işler bu noktadan sonra karışıyor. Çünkü uzmanlaşmak için diğer eksiklerinizi başkalarına bırakmak durumundasınız aksi takdirde uzmanlaşamazsınız. Farklı alanlar farklı uzmanlıklar da ortaya çıktıkça karmaşa içinden çıkılmaz hal alıyor. Örneğin ayakkabıcının meyveye ihtiyacı var diyelim ayakkabısını kaç meyve karşılığında
vermeli ya da meyve sahibinin de kendi ihtiyacı olan tıbbi destek için ne kadar ayakkabıya ihtiyacı var. Daha da önemlisi manav neden ayakkabı alsın? Doktor
ayakkabı kabul eder mi yoksa meyve yeter mi ya da doktorun da sözgelimi bıçağa mı
ihtiyacı var? Bıçakçı deri isteyebilir, derici avukat, avukat da mürekkep.
Kimin neye ihtiyacı olduğunu bilmek ve hangi ürünü kime vereceğini bilmek
birkaç ürün söz konusu olduğunda bir nebze kolay ama yüzlerce üründen bahsediyorsak imkansız ve değer tespiti mümkün değil. İşte bu noktada insanlar bu
imkansızlığı aşmak için parayı icat ettiler diyebiliriz.
Toplumlar farklı farklı ve birbirinden habersiz olduğundan bölgelerin paraları farklı farklı oluşuyor nihayetinde. Bir bölgede deniz kabuğu çok işler iken diğerinde çakmak taşı öbüründe kil vb.
Başlarda dayanıklılıktam ziyade kullanışlılık ön planda. Buna en iyi örnek sümerlerin arpa parasıdır. Bu para bildiğimiz arpadır ve yemediğinizi ticaret için kullanabilirsiniz. Bu sistem aslında 20. Yyda da geçerliliğini yer yer korumuş. Hapishanelerde para olarak sigara kullanılırken (Auschwitz kampı) bazı kabileler hala kabukla vergi ödemişler(İngiliz Ugandası). Ancak insanlar birbirleriyle karşılaştıkça ve diğer ülkelerle ilişkiler kurdukça paranın her yerde geçerliliğini koruması durumu ortaya çıkar. Bu sorun kısmen altın ve gümüş madeni ile çözülse de ülkeler ve kralların gücü madenden değerli sayılır birçok yöre için. Bu sebeple hangi hükümdarın resminin olduğu da önemli paranın üstünde. Günümüzdeki sistem ile temelde aynı mantık. Hükümdarlığı bir arada tutmak için ortak para gerekliliği ve ticarette duyulan ihtiyaç sonucu oluşan sistemde sahte para basmanın hükümdara hakaret kabul edilmesini de buradan anlarız.
BEk bilgi: Bu mantıkla ilk madeni para Lidya Kralı Alyates tarafından batı Anadolu’da basıldıktan sonra bir çok ülke kendi madeni paralarını basmış.
Para Nasıl Çalışır?
Yukarıdaki ibareleri irdelediğimizde paranın fiziksel değil zihinsel bir devrim olduğunu anlarız. Çünkü paranın çalışması için insanın paranın geçerliliğine inancı gerekir. Bir para biriminin geçerliliğine sistemdeki herkes inanıyorsa ancak o zaman o birim işler. Bir maymuna verilecek binlerce dolar ondan muzu kendi isteğiyle almamıza yetmeyecektir çünkü insan düzeyinde zihin yapısı en önemlisi de inancı yoktur ve sistemimiz ve paramız işlemez örneğin. Ya da monopoly parasının gerçekte geçersiz olmasını düşünebiliriz. Ek olarak paranın gerçekten var olması da gerekmez insanların kabulü yeter. Özellikle de kapital ekonominin getirdiği kredi sistemi yani aslında var olmayan para üzerinden yatırım yapmak sistemiyle bunu çok net görebiliriz. Dünya üzerindeki para miktarı kayıtlarda var olan toplam paranın sadece onda biri kadardır. (2006’da toplam miktar 473 milyar dolar ama madeni para ve banknot ise 47 milyardan az.)
Paranın Birleştirici Gücü
Her ülkenin, her
bölgenin insanlarının farklı dinleri, toplumları ve kültürleri var ve her
bölge için de kabul kendi kabulleri söz konusu ancak dünyanın neredeyse her
yerinde para (geçerli olan her birim) kabul görür. Günümüzden
öncesinde, şuanda da onlarca savaşa ve düşmanlığa rağmen bir çok din diğer dinin
ibarelerinin bulunduğu paraları kabul eder. Çünkü dünyadaki bütün
herkesin bir şeylere sahip olmayı sevmesi ve bunun için parayı sevmesi
ortaktır. Dolayısıyla Para evrensel güven sistemi olmuştur ve bu güven de insanları dinleri, ırkları, coğrafyaları ne olursa olsun bir arada tutmaya ve küresel bir ağ oluşturmaya zemin hazırlar.
Görsel kaynağı
Yorumlar
Yorum Gönder