İkarus'un Düşüşü Sırasında Bir Manzara Tablosu ve Önem Verme Üzerine



İkarus kimdir?

Kral Minos'un emriyle Babası Daedalus ile birlikte kuleye kapatılan İkarus, mucit babasının ziyarete gelen kuşların tüyleri ve balmumu ile yaptığı bir çift kanatla kuleden çıkar.  Güneşe veya denize yakın uçmaması gerektiği konusunda babasının uyarılarını dinlemeyip güneşe fazla yaklaşınca kanatları erir ve Ege denizine düşerek boğulur.

 Pieter Brueghel'in Resmi Ne Anlatıyor?

        Resimde çok fazla gönderme olmakla birlikte onu özel kılan şey Brueghel'in (diğer sanatçıların aksine) İkarus'un düşüşünü odağa almaması. İkarus sağ alt kısımda boğulurken görülüyor sadece. Arabasını süren çiftçi, koyununu otlatan çoban ve denizdekiler bu durumdan bihaber. Hatta daldaki keklik bile bakmıyor ona. Burada vurgulanan şey söz konusu onca sanat eserinin başköşeye aldığı İkarus'un düşüşü de olsa olayların hayatın akışını ve insanları çok fazla etkilemediği gerçeği. Yani belki az bir süre dikkat edilir ama  İkarus da çok fazla etki yaratmaz hayatın akışında. Hatta tabloda arka çalılıkta bir de ceset vardır ki o da ikarus gibi fark edilmez detayların içinde kalır. Zaten hayat dediğimiz şey bu fark edilmez detaylar bütünü diyebiliriz. O ceset de ikarus da yukarı açıdan manzaraya bakan bizler için aynı derecede fark edilebilirdir.

        Evrenin yaşadığımız şey ne olursa olsun önemsememesi gerçeği stoa felsefesinin temelidir. Her ne kadar stoacılık kötümser olarak gösterilse de aslında gerçekçiliğiyle daha çok iyiliğin yanında olmuş, acılara daha yerinde çözümler getirmiş en azından onları daha katlanılır kılmanın yöntemini göstermiştir. Zira bazı şeylerin önemsizliğini göstermek insanlık için hayatidir. Örneğin;

Hataların Önemsizliği

Stoacı bakış açısı her ne kadar "hayat herkes için önemsizse o zaman neden bir şeyler yapalım ki?" diyenlere bahane sunuyor gibi  görünse de hata yapmaktan korkan ve bu sebeple hiçbir şey yapamayan insanlara yardımı yadsınamaz. (Bu arada bahane arayanlara bakmak mantıksız olur çünkü onlar her felsefeden bahanelerini bulacaklardır.)

Tabloda İkarus'un düşüşünün hayat için bu kadar önemsiz olduğu gerçeğiyle yüzleşen birisi sözgelimi şunu sorabilir: Ben düşmekten mi, düştüğüm zamanın insanlar üzerindeki etkisinden mi korkuyorum? Çoğunun fark edeceği gibi genelde elalem korkusu olmasa düşmek o kadar da önemli değildir. Önemli olan insanların ona vereceği tepkidir. Buradan şu soruya geçeriz:

Öyleyse neden düşmenin kendisinden değil insanlardaki etkisinden  bu kadar çekiniriz? Neden elimiz kolumuz bağlı olacak kadar korkarız hata yapmaktan?

Çünkü kendimizi bi b*k zannediyoruz ve bu bizi sıkıca bağlıyor. Toplumun ya da bir iki kişinin tepkisinden ödümüz kopuyor onlar için çok önemli olduğumuz düşüncesiyle. Oysa gerçeklikte düştüğümüz an ya da yaptığımız hata belki bir başka konuya geçene kadar 10 dakika için önemli olacak birçoğu için. Belki bir saat, belki bir gün, belki bir hafta içinde gündemde artık bambaşka konular olacak. Çünkü kendimiz dahil kimse için bir hatayı ya da bir olayı o kadar gündemde tutacak değeri fiziksel olarak veremeyiz. Her an her gün yeni bir şey oluyorken bu mümkün değil. 

Burada size hata ile kötülük arasındaki farkı açıklayacak değilim. Zaten unutulur diye kötülük yapmayı da  onaylamak beklenemez. Söylemek istediğim bir şeyi yapmak için düşünce süzgecinde çok fazla zaman geçirmek yerine insanların ne düşündüğüne takılmadan cesurca hamle yapmak için hatanın insanlar üzerindeki etkisinin önemsizliğini görmek. 

Kişisel gelişim zırvalığıyla aynaya bakıp "herkes kadar değerliyiz, özeliz onlar yaptıysa biz de yaparız" demek yerine "herkes değersiz ve önemsiz yapmasak da deneyelim" demeyi tavsiye ediyorum. Kendi adıma.

Belki o zaman anlamlı olanı görüp, anlamlı olanı yapabiliriz. 

Birey ya da Toplum Ölçeğinde İnsanın Önemsizliği

Astronomi

        İnsanın önemsizliği meselesi anlaşılması azami önemde bir konu zira hatalarımızın çoğunu bu saçma varsayım sebebiyle  yapıyoruz. Örneğin İnsanlık 15.yy'a kadar kendini ve yaşadığı yeri merkez saydığı için dünya merkezli bir evren saçmalığına göre hareket etti. Nitekim bu yanlışı fark etmeseydik şuan ki iletişim teknolojisinin gelişmesi bir yana başımıza gelen birçok şeyi bugün hala bazılarının inanmaya devam ettiği Astroloji gibi saçmalıklara göre yorumlayacaktık. Salgınlar, savaşlar, ayrılıklar, depremler... Hiçbirinin gerçek sebebini bilmeyecektik ve çözümlerimiz de olmayacaktı doğal olarak.

H.a.a.r.p

        Deprem ibaresini bilerek kullandım çünkü her ne kadar insan merkezli evren teorisinden vazgeçsek de aramızda hala insan merkezli afet teorilerine inanmaya devam eden h.yvanlar var.

 Örneğin H.a.a.r.p gibi projelerle bir ülkenin yada gücün bu depremleri yaptığına inanmak. Bunun altında yatan düşünce "bizi o kadar önemsiyorlar ki bizi zarara uğratmak için bu kadar büyük teknolojiler icat ettiler." Bunu kabul eden insan dünya için sıradan olan olay karşısında bu kadar güçsüz kalabiliriz gerçeğini kabul edemeyen insan aslında. Dünyanın kendi etrafında döndüğünü sanıyor ve her şeyi de kendisiyle ilgili görüyor. Dolayısıyla da kendiyle ilgili olan kanıtsız mesnetsiz şeyleri doğu kabul etmek, bilim insanlarının  gösterdiği ve ispatladığı şeyleri kabul etmekten daha cazip geliyor. Gidip yer kabuğuna baksa kendi de göreceği şeyler yerine uçak gördüm deprem oldu kesin bir bağlantı var gibi bir düşünceye inanıyor. Doğru olabilme ihtimali olsa bile kesin kanıt varken onu reddedip kanıtsız bir şeye inanmak kişinin kendini olduğundan önemli saymasının en büyük zararlarından biri belki de. 

        Bu arada insanın bu durumunu bilip bundan tıklanma ya da reyting ya da ün kazanacağını gören çıkarcılar da bu teorileri üretiyorlar haliyle. Uydurduğu şeyi gerçek sanan en azından dürüst görünen insanların yanında.

Evrim

        Evrim alanında çok fazla konuşuluyor ama kısaca şunu söylemek yeterli. İnsanın diğer canlılardan ayrı tutulan daha önemli bir özelliği olmadığını görenler insanın da canlıların içinde (üstünde değil) olduğunu ve canlıları birbirlerine bağlayan süreci görüp sağlık sistemi gibi birçok sistemi bunun üzerine inşa ettiler. Nitekim tıp ve eczacılık alanlarındaki faaliyetlerin %99 u evrim kabulu üzerine. Eğer evrimi kabul etmeyip biz farklıyız diyen ve sağlık hizmeti alan bir insansanız ya cahil ya da ıkiyüzlüsünüz.

Dinler

        İnsanı ya da bir grubu en önemli sayıp ona göre (tıpkı insan gibi davranan) tanrı uğruna feda edilen onca şey, akan onca kan, kapatılan onca yanlış... Dün bugün yarın...

    Duyguların Önemsizliği

           İnsan önemsiz olunca duygular da haliyle önemsiz oluyor ama bunun yanında duyguların geçiciliği hayatımızın temeline koyduğumuz şeyi bir süre sonra komik bulduğumuz zaman iyice netleşiyor. Bu konuda yazmak aynı şeyleri tekrarlamak olacaktır ki önemli gördüğünüz şeylerin yanına 
....önemsizliği şeklinde siz de devam edebilirsiniz.

Not: Burada her şey önemsiz gibi bir yargıya varmak gibi bir amaç yok aksine her şeyi gereken önemde ele almamak ve fazla önemsemek gibi bir soruna değinmek amacı var. 

Örneğin Hataların önemsizliği değil hata yaptığımda alacağım tepkinin önemsizliğinden bu sebeple bahsettim. Nükleer santralde yapılacak bir hata önemlidir ancak insanların tepkisini çektiği için değil.

 Görsel kaynağı:

https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/5/5e/Bruegel%2C_Pieter_de_Oude_-_De_val_van_icarus_-_hi_res.jpg


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÜÇ KİTAP, ÜÇ İNTİHAR (Notre Dame'ın Kamburu, Sefiller, Deniz İşçileri)

DİBİ GÖRMEK, SIFIRDAN BAŞLAMAK